Sık Uçan Yolcu

14.08.2019

Tekrar hoşgeldiniz! İnternet sitem bir süredir arızalıydı, ama harika ‘webmaster’ım Cem sayesinde hayata döndürdük.

Burası için yeni bir tarz başlatıyoruz, böylece ben de şu ‘blog’ işine yöneliyorum… Haydi hayırlısı!

Hayat nasıl gidiyor? ‘Çok şükür’… Thank God.. Gottseidank. Hayattayız. İklim değişiyor, ‘İklim Eylemi Çocuğu’ Greta hepimize önderlik ediyor ve ilgiyle izliyoruz. Duyduğumuza göre kendisi uçağa binmeyi reddediyor, ki karbon ayakizi azalsın. Takdire şayan! Bana gelince, maalesef bu konuda sicilim oldukça kötü, çok sık uçak kullandığım için. ‘Sık Uçan Yolcu’nun önde gideniyim. Emektar havayolumuz Türk Hava Yolları bana iyi geldi. Gurur duyabileceğimiz bir marka olduğunu düşünüyorum, itiraf edeyim. Bu günlerde ender rastlanan bir şey! İyisiyle kötüsüyle, dünyada en fazla destinasyona uçan havayolu. Dünyanın birbiriyle gittikçe daha fazla bağlanmasına bayılıyorum, yine iyisiyle kötüsüyle. Bu küresel bağlanma olayı zaten bizim kişisel hikayemiz, 70’ler-2000’ler arasında diplomat göçebesi olan çekirdek ailemden başlayarak… 

Bugünlerde çok uluslararası bir işim var, bağımsız danışman olarak birkaç yıldır odaklandığım iki ‘ana işimden’ biri. İki iş de çok gönüllülük içeren, filantropik nitelikte olup, fazla parasal getirisi olmasa da başka türlü ödüllerle dolu. Yaptığınız işten manevi tatmin duymak bir ayrıcalıktır. Çok uluslararası olan iş, “dünyayı kurtaranlarla” birlikte yürümek, yani BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi, ve bu gündemde kültürün, daha spesifik olarak kültür mirasının yerini yükseltme çabası ile ilgili. Kültür mirasından sorumlu küresel STK olan ICOMOS ile çalışmak, dünya çapında çevre edinme ve mesleğin en iyileri arasında ‘akranlardan öğrenme’ fırsatı veriyor. Bu iş bu kadar küresel, ve makro iken, diğer iş de bir o kadar yerel, ve mikro. Anadolu’nun tarihi İpek Yolu duraklarından Mudurnu’da kültürel miras alan yönetimi. Son iki yıldır, ilçeyi 800 yüzyıllık Ahilik geleneğinin en iyi kentsel temsili olma özelliği ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydetmeye çabalama serüveni yaşıyorduk. Bu sene başarılı olamadık. Eh, belki de böyle ıskalamamız daha iyi oldu. Birilerinin icat ettiği ‘UNESCO-cide’/ ‘UNESCO-kırım’ diye bir terim var; bu küresel markanın aslında nasıl bir tehlike, ayrıca “kendi başarısının kurbanı” oluşunu iddia ediyor. UNESCO idealinden vazgeçmek, Dünya Mirası’nın albenisinden uzak durmak kolay olmamakla birlikte, yaklaşık 1.000 adet DM varlığın elit kulübünün dışında ve ötesinde de gerçekten büyük bir yaşam alanı olduğunu hatırlamalı. Gittikçe şuna inanıyorum ki, DM dünyası ile DM-dışı dünya ne kadar birbirlerine temas ederse, o kadar iyi. Bu uzun, akademik bir tartışmadır, sizi şimdi bununla sıkmayayım. 😉 Sadece şunu diyerek bırakayım, sahada, ‘taban seviyesinde’ (‘grassroots’) çalışmak, insanı gerçeklere bağlı tutuyor ve paylaşacak birçok iyi hikaye ve ders sunuyor. 

Daha daha neler? Ev-ofisimizin bulunduğu çılgın metropol İstanbul’da tarihi bir seçim yaşadık. “Her Şey Çok Güzel Olacak!” Yeni İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na saygı, sevgi ve başarı dileklerimi sunarım. Bu iyi haber. Peki ya kötü haber? Türkiye şu anda taarruz altında; en değerli, en güzel doğal alanlarımızda kontrolsüz şekilde yeraltı kaynaklarını çıkarma ruhsatları veriliyor. Efsanevi İda / Kaz Dağlarında, Kanadalı bir altın arama şirketinin saldırısı sürüyor. Ülkemizde çevresel, toplumsal ve kültürel haklarımızın ihlaline bu kadar yaygın bir şekilde izin verilmesi, kötü yönetime işaret ediyor. Eski UNESCO İyi Niyet Elçimiz Zülfü Livaneli, farkındalık yaratmak için UNESCO Genel Direktörü Audrey Azouley’e mektup yazmış. Bunu dokunaklı buldum. Gerçi bu ülkenin tabandaki örgütlerinin mücadeleci ruhu dışında hiçbir yerden fazla medet ummuyorum. “Jön Türkler” yaşıyor…

Şimdi Kurban Bayramı, Arapçası ve İngilizcesi ile ‘Eid Al Adha’. Başka bir deyişle ‘Müslüman Noeli’ diyeblir miyiz? (Bazı Hristiyan arkadaşlara böyle anlatmak gerekiyor.  😉 ) Bu Bayram için hayır işlerimizi zavallı hayvancıkları katletmeden yapacağımız günleri beklerken, bu vesileyle ailemizi ziyaret etmek ve biraz mola vermenin tadını çıkarıyoruz. Sizin de Bayram, veya varsa Ağustos tatilinizin güzel geçmiş/geçiyor olmasını dilerim! Esen kalın.